Vatandaşını ikna etmek için görevlendirilen futbolcu
Kendi vatandaşını ikna etmek transfer döneminin olmazsa olmazlarındandır...
Eğer bir transfer süreci başlamışsa, hedefteki futbolcuyu almak için araya mutlaka iknacı bireyler sokulur. Bu bazen bir menajer olur bazen ise bir futbolcu.
Ülkemizde bir zamanlar “birbirini ikna etmeye çalışan Brezilyalı futbolcular” şeklinde cereyan eden bu aksiyonda, kulüpte halihazırda oynayan futbolcu, kulübün ilgilendiği ve genelde “milli takımdan oda arkadaşı” olan vatandaşına bir telefon açar. Hatta o konuşmalar bile bazen gazete sütunlarına düşebilir: "İstanbul çok güzel, yemekler çok güzel, Boğaz harika" vs. Sonuçta transfer gerçekleşirse iknacı futbolcu hem yönetim hem de taraftar nezdinde bir level daha saygı duyulası bir kişiliğe anında dönüşebilir.
Camianın önde gelen isimlerinin devreye girmesi
Kimi zaman futbolcu gerçekten de naz yapar ve bunun üzerine transferi kafaya koymuş yöneticiler futbolcunun ülkesine çıkartma yaparlar.
Bu seyahat de gazetelerde genelde “onu alıp gelecek” şeklinde yer bulur. Bilhassa başkanın özel uçağıyla transfer edilmek istenen oyuncunun ülkesine gitmesi çok önemlidir ve bir anlamda transferin de bittiği anlamına gelir. Bu seyahatin sonunda genellikle oyuncu ve menajeri ile anlaşılır ve taraflar el sıkışarak masadan kalkar. Peki süreç bitmiş midir? Elbette hayır, ikna edilmesi gereken bir kişi daha var…
Futbolcunun eşini ikna edememek
İşler sadece futbolcuyu ikna etmekle kalsa her şey daha kolay olabilirdi ama maalesef öyle değil. Bu kez devreye futbolcu eşlerini ikna etmek girer ve genelde ülkemizi ya da eşinin transfer olacağı şehri beğenmeyen eşler bu transfer konusunda gönülsüz davranırlar. Eşlerine hayır diyemeyen futbolcular da son anda transferden vazgeçebilirler. Transfer gerçekleştiğinde ise eşleri belki de hayatlarında ilk kez adını duydukları takımların çılgın taraftarları olarak görmeye başlarız.
Çocuğa uygun okul bulamamak
Futbolcuların eşleri de ikna olduktan sonra bu kez farklı bir pürüz ortaya çıkabilir: Çocuğa okul bulmak. Suya düşen ya da son anda olmayan bir transfere neden olarak gösterilen “çocuğa uygun okul bulamama” sendromu özellikle Anadolu takımlarına transfer olan yabancı futbolcuların sıkça yaşadığı bir sorundur. Bu sorun bazen aileyi İstanbul’a yerleştirme yoluyla çözülür, bazen ise hiç çözülmez ve transferden vazgeçilir.
Sağlık kontrollerinin ardından imzaların atılması
Bu ayrıntı nedense sadece ülkemizde çok ama çok önemlidir. Yabancı gazetelerde bir sporcunun geçtiği sağlık kontrolleri sadece o konuda bir pürüz varsa konu edilir. Ama bizde belki de alınan şeyin sağlam olup olmadığına dair hayatın her köşesinde duyulan o garanti isteği haber diline de yansır. Futbolcu evvela sağlam mı, bir yerinden problem var mı ona bakmak ve memnun kalınırsa imzayı atmak transfer döneminin bilinen son hamlesidir.
Burası büyük bir kulüp
Bu başlık tüm sürecin mutlu sonla bittiğinin habercisidir. Tüm pürüzler giderilmiş, futbolcu havalanında binlerce kişi tarafından karşılanmış ve boynuna kulüp atkısı çoktan asılmıştır. Tesisler gezdirilmiş, stadın çimlerine basılmış ve futbolcu gördüklerine hayran kalıp malum açıklamayı yapmıştır: "Burası büyük bir kulüp. Gelince daha iyi anladım. Takımımla antrenmana çıkmayı dört gözle bekliyorum."