Eski bir resim vardır hep aklımda, bu resim bir Türkiye haritası, iç anadolu'da buğday üretilen, karadenizde çay mısır ve fındık. Ege bölgesinde zeytin, Trakya'da ayçiçeği yetişirdi. Zonguldak kömürüyle, Antalya bacasız sanayisiyle yer bulurdu kendine o haritada. Şimdiyse; genel yada yerel seçimlerde hangi parti nereden ne kadar oy aldı haritası dışında başka bir şey görmüyoruz. Üzücü biraz bu, deli dana hastalığı olan büyükbaşları yurtdışından aldığımızı herkes biliyor, samanı da ithal ediyoruz bir süredir ama yüreğimin kaldırmadığı sığınmacıları aldığımız Suriye'den patates alıyor olmamız. Yani ''Dünyada kendine yetebilen nadir ülkelerden'' biriyken, nasıl oluyor da terör örgütleri himayesindeki bir yerden patates alıyoruz ülke olarak ?
Amerika'dan 2010 yılı öncesinde çok sayıda dolar dünyaya yayıldı. Yatırımcılar bu dolarlarla bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yatırım yaptılar. Biz ülke olarak bu yatırımları eğitime, argeye, sanayiye, modernize edilmiş tarıma, marka oluşturmaya, tasarım üretmeye harcamak yerine başta konut olmak üzere ; üretim değeri olmayan yol, köprü, cami, inşaat gibi yerlere yani betona gömdük. Şimdi dünya genelinde yaklaşmakta olan büyük krizle birlikte dolarlar geri gitmeye başladı. E giderken de içinde bulunduğu betonları parçalaya parçalaya çıkıyor. İstanbulda ; 1.800.000 adet boş konut olduğunu biliyor muydunuz ?
X paraya yapılacak bir köprüyü, başka birine yaptırıp sen bunu 25 sene işlet sonra bizim olsun şimdi para falan isteme ama diyerek, 40x para harcanınca ve bu işlem için garanti verilince, şartlar sağlanmayınca da bu parayı devlet hazinesinden (devlet hazinesi o ülkede yaşayan insanların parasıdır) verince ve tüm bu yatırımlar bu şekilde yapılınca zamanla kriz geliyor hissettirerek. Şimdi okurken kimse içinden '' e eskiden onu da yapan yoktu demesin. Biz eskiye bakarak konuşacaksak, şu an elinde tuttuğun o aleti de kaldır at çünkü eskiden o da yoktu. Neden o halde en iyisini aldın ? Biz de olanı değil en iyisini istiyoruz, eskiyle kıyas etmiyoruz.''
Hukuk devleti olmaktan uzaklaşmak, adaletin yerini dinin alması, eğitim sistemindeki yozlaşmış yöntemler, televizyonlardaki toplumsal çöküşe neden olacak dizi ve fimler, derken ülke koca bir ahıra döndü. Kimisine çok güzel geliyor olabilir. Yani 500-600 lira kira verip 500 tl mutfak masrafı yapıp 1700-2000 tl'ye çalışıp her şeyi ödeyip elde 50 tl ve patlamış 5000 tl'lik kredi kartı kalınca memnun olan varsa el kaldırsın

Yabancı yatırımcılar kaçtı, şimdi yerliler de gidiyor. Beyin göçü önü alınamaz bir hal aldı. Bu ülkeden gitme imkanı olup da gitmeyecek çok az insan tanıyorum. Paramızın değerini tuvalete gidince verilen eski para ve şimdiki parayla kıyaslayan bir cumhurbaşkanı ve daha da kötüsü bunu alkışlayan yığınlarımız var. Evet onlar da bizim insanımız ama birlikte yaşamaktan çok ama çok uzaktayız artık. Biz gençler, bilim sanat edebiyat, uzay, nanoteknoloji, uzay bilimi, astroloji ve kendimizi başarmak için bir iş ve ülke isterken , birileri çıkıp inatla çayın kekin bedava olacağı kıraathane istiyor ve sayıları hiç az değil. Ben istemiyorum ! Ben sizlerle nefes alıp vermek de istemiyorum artık. Ama suç sadece bu yöneticilerde mi ? Ya da öğrenmeye de hiç niyet etmeyen halkta mı ? Elbette değil..
Tarkan dinleyip, Kore'den zaferle döndüğümüz, Sertap Erener'i alkışladığımız, bahçede çay içim komşularla sohbet ederken,ayrı fikirlerle de olsak birbirimizle alay ederek dalga geçerek sohbet ettiğimiz çocukluğumdan şu geldiğimiz hale bakın. Herkes bir tarafa yaşlanmış canı pahasına o duvarı koruyor. En büyük argümanları da ya dış mihraklar ya da bu iktidar siyonist işi. Yahu her neyse ne !! Ciddiyetin farkında değilsiniz hala. Gemi batınca hepimiz boğuluyoruz bilmem farkında mısın ve artık gemi yarıyı geçti batalı.
Ekonomi takip edenler daha iyi bilirler bu sayısal verileri ve piyasa olaylarını. Ben bakkala gidince aldığımda cebimden çıkana bakıyorum. Rezil oluyoruz her gün, her ama her an rezil oluyoruz. Birilerinin oturduğu Saray'ı da eleştirmeyeceğim , yazlıklarını da arabalarını da ama bir kaç sözüm var bu ülkeyi yönetenlere ve yönetmeye talip olanlara ;
Uludere'de ölen onlarca çocuğun vebali ne olacak ?
Gezi olaylarında ölen ve yaralanan hem eylemcilerin hem de polislerin ahı ne olacak ?
Açlıktan ölen çocukların canı ne olacak ?
Atanamayan öğretmenlerin yaşamına son vermesi ne olacak ?
Kendini öldüren çiftçiler, kendini yakan işçiler ?
Maden ocağında ölenler ? yerde tekmelenenler ?
Hapse giren; öğrenciler, gazeteciler, sanatçılar, esnaf, öğretmen ?
darbe gecesi vatan için dışarı çıkıp sizin oyununuza malzeme olan vatandaşların hakkı ne olacak ?
Atatürk'e ettiğiniz hakaretler ne olacak ?
Böldüğünüz üniversiteler, kestiğiniz ağaçlar, katledilmesine sessiz kaldığınız hayvanlar, çocukları, kadınları hayvanları koruyan yasalara sadece sizin partinizin red vermesi ve kabul edilmemesi ne olacak ?
Darbe gerekçesiyle, suçluları gizleyip suçlu olmayan ama muhalif olan kim varsa terörist ilan edip özgürlüklerini, yeri geldiğinde canını elinden almanız ne olacak ?
Eğitim sistemini değiştirerek mahvettiğiniz jenerasyonlarca çocuk ne olacak ?
Mahvettiğiniz kültürle yozlaşmış halk ne olacak ?
İslam'a bu kadar zarar verip, namaz kılan , camiye giden insanlardan tiksinilmesine tecavüzcü gözüyle bakmamıza neden olacak politika ve söylemleriniz ne olacak ?
Bu soruların cevaplarını hepiniz biliyorsunuz, onlar da biliyorlar ama misyonları bu. Vizyonlarını da görüyoruz zaten. Merkez bankasının rezervinin görülmediğini sanan ekonomistler, Belediye yönetir gibi ülke yöneten liderler, Sosyal örgütler gibi gezen Mafyalar, Terör destekçilerinin mecliste söz alması, konuşması,Neden mi ülke bu halde ? Bence çok bile dayandı.
Alın işte yapılan işler ortada, bir sanatçı, bir iş, bir örnek gösterin yahu. Geçmişte hiç yoktu'cular buraya kadar okumayacağına göre biraz da neyle kıyas edeceğimizi anlatayım ki, dünyaları yıkılmasın beyin fukaralarının. Kıyas edilecekse ; kurtuluş savaşı dönemiyle, 20 yıl öncesiyle kıyas edilmez, kıyas edilecekse savaş dönemiyle, 1000 yıl önceyle kıyas edilmez. Kıyas ettiğin şey ; rakibinle ettiğin şeydir. Bunların kıyas ettiği şeyler hep cumhuriyetin ilk yılları. Çünkü; düşmanlıkları Atatürk'e demokrasiye, cumhuriyete, adalete. Kıyas Almanya ile edilir, Amerika ile edilir, Çin ile edilir, Rusya ile edilir. Bunların rakibi bu ülkeler olmadığı için, buna kalkışamazlar, iktidarı da muhalefeti de aynı bu konuda. Millet, uzaydan maden çıkaralım diyor, yapay zeka uçmuş, iki devrim olmuş ilerleme alanında 20 yılda. Eğer siz hala evlere buzdolabı girdi diyorsanız. Sorun büyük demektir. Kıyas edilecek şey, Facebook uygulamasının değerinin, Türkiye'den daha çok olmasıdır. Kıyas edilecek şey neden bu ülkede antidepresan kullanımı fırladı olmalıdır.