Kendi kalesine gol attığı için öldürülen Escobar’ın hikayesini anlatmıştık önceki yazımızda. Futbol kötü olaylara sebep olduğu gibi birçok iyi olaya da sebep olabiliyor. Bugün ki kahramanımız ülkesindeki iç savaşa sessiz kalmayıp , tüm halka seslenen ve karşılığını da alan bir kahraman.Yolu ülkemizle de kesişmiş olan bir isim.Sadece çok iyi bir futbolcu olmayı seçmeyip aynı zamanda çok iyi de bir insan olan Didier Drogba.
Fildişi Sahilleri'nin Abidjan kentinde, 11 Mart 1978'de dünyaya gelen Didier Yves Drogba Tebily, 5 yaşında yanına gittiği Fransa'daki amcası sayesinde futbolla tanıştı. Fransız kulüpleri Tourcoing, Abbeville, Vannes, Levallois ve Le Mans'ın altyapısında yetişen Drogba, Le Mans ile 1998-1999 sezonunda profesyonelliğe adım attığında 21 yaşındaydı ve burada geçirdiği 4 yılın ardından kariyer basamaklarını hızla tırmandı. 2002-2003 sezonunda transfer olduğu Guingamp'ta 34 lig maçında 17 gol atan Drogba, daha sonra Olympique Marsilya'ya gitti. Takımının 2004 UEFA Kupası'nda fi̇nale kalmasında önemli rol üstlendi.
Kariyerine yön verecek bir isimle de 2004 UEFA Kupasında karşılaştı. Porto ile oynanan karşılaşmada , Portonun başında Jose Mourinho vardı.Mourinho yaşadıklarını şöyle anlatıyor.
“Didier Drogba hayatıma Marsilya'nın muhteşem stadyumu Velodrome'da oynadığımız bir Şampiyonlar Ligi maçının beşinci dakikasında girdi. Sırtında 11 numarayı taşıyan bu devasa adam golü attığında yerime zorlukla oturabilmiştim. Gol sevincini öyle coşkulu, adeta hayatının son golünü atmışçasına kutluyordu ki zaten var olan düşmanca baskıyı adeta üzerimize atılan ateş toplarına, savaş çığlıklarına çevirmişti. Stat delirmişti, çıkan ses kulakları sağır ediyordu. Devre arasında soyunma odasına giden tünelde onu yakaladım ve "seni alacak kadar param yok, ama Fildişi Sahillerinde senin gibi oynayan bir kuzenin falan var mı?" diye sordum. Üst tur mücadelesinin yüksek atmosferine rağmen güldü, kollarını bana dolayıp sarılarak "bir gün mutlaka beni alabilecek bir takimin başına geçeceksin" dedi. Altı ay sonra Chelsea ile sözleşme imzaladım. Artık herkesin içinde olmak, oynamak isteyeceği ve istediği herkesi almaya gücü yetecek çok güçlü bir kulüpteydim. Seçenekler çoktu, ama ben kulübe varır varmaz "Drogba'yı istiyorum" dedim. Bu isteğime bazıları kuşku ile baktı. Hatta "neden bu oyuncu, neden diğeri değil, sence adapte olabilir mi, gerçekten iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyor musun?" gibi sorular sordular. Cevabim açıktı, "Drogba'yı istiyorum."
Drogba, 2004-2005 sezonu başında 38,5 milyon avro bonservis karşılığında gittiği İngiltere Premier Lig takımlarından Chelsea ile sözleşme imzaladı. Bu miktar, Fildişi Sahilli bir oyuncu için ödenen en yüksek bonservis bedeli olarak tarihe geçti. Chelsea forması giydiği ilk sezonda, kulübün 50 yıllık lig şampiyonluğu hasretinin sona ermesine katkı sağlayan Drogba, üstün performansıyla taraftarların gözünde kısa sürede efsaneleşti. Chelsea ile aralıksız 8 sezon geçiren ve bu süreçte 3'ü lig şampiyonluğu olmak üzere 12 kupa kaldıran Drogba, en önemli başarısını ise takımının finalde Bayern Münih'i penaltılar sonunda elediği 2011-2012 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluk yaşayarak elde etti.
Yalnızca saha içinde değil saha dışında da efsaneleşti. Başta Afrika olmak üzere tüm dünyada ki savaş , açlık vb. tüm konularda duyarsız kalmamıştır. En unutulmaz davranışlarından biri Fildişi Sahili Milli Takımı'nın, 2006 FIFA Dünya Kupası'na katılma hakkı kazandığı 8 Ekim 2005'te yaptığı konuşmaydı.Maç sonrası yapılan canlı yayında mikrofonu eline alan Drogba "Bayanlar baylar, Fildişi Sahili'nin kuzeyindekiler, güneyindekiler, merkezindekiler, batısındakiler... Biz bugün tüm Fildişi halkının bir arada var olabileceğini, tek bir amaç uğruna oynayabileceğini gösterdik. Biz kutlamaların insanları birleştireceğinin sözünü verdik. Size dizlerimizin üzerinde yalvarıyoruz... Affedin! Afrika'da bunca zenginliğe sahip bir ülke savaşa sürüklenmemeli. Lütfen silahlarınızı bırakın. Seçimlere gidin." Çağrısında bulundu ve büyük bir farkındalık yarattı.
Birleşmiş Milletler Gelişim Programı, 2007 yılının ocak ayında yaptığı yardımlardan etkilendiği
Didier Drogba'ya "İyi Niyet Elçisi" unvanını verdi. Futboldan kazandığı parayla hayır kuruluşlarına bağışta bulunan Drogba, 2009'da İngiltere'de kurduğu vakıf aracılığıyla da Afrika'da hastane yapımı ve çocukların eğitimi için yardım topladı.
Drogba, Chelsea ile 2011-2012 sezonu sonunda yollarını ayırdı ve yıllık 12 milyon avro maaşla Çin'in Şanghay Shenhua takımının yolunu tuttu. Ödeme konusunda yaşanılan sorunlar nedeniyle Çin macerası kısa süren Drogba, 2012-2013 sezonu ara transfer döneminde ise 1,5 sezon için 10 milyon avro garanti ve 15 bin avro maç başı ücret karşılığında Galatasaray'ın kadrosuna dahil oldu.
İlk sezonunda, yarım devrede Süper Lig'de çıktığı 13 maçta 5 gol, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde çıktığı 4 maçta ise 1 gol atan Drogba, Galatasaray'ın 19. lig şampiyonluğuna ulaşması ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkmasında önemli rol oynadı. 2013-2014 sezonuna TFF Süper Kupa şampiyonluğuyla başlayan Galatasaray'ın, Fenerbahçe karşısında galip gelmesini sağlayan tek golü uzatma bölümünde kaydeden Fildişi Sahilli oyuncu, ligde çıktığı 24 maçta 10 gol, Galatasaray'ın müzesine götürdüğü Ziraat Türkiye Kupası'nda oynadığı 3 maçta 1 gol atarken, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde forma giydiği 8 maçta da 2 gol kaydetti.
Aynı dönem Soma’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerine 1 milyon € bağışta bulunmuştur. Ayrıca bir döneme damga vurmuş “Çare Drogba” Sloganlarını da unutmamak gerekli.
2013'te ikinci kez Chelsea'nin başına geçen Jose Mourinho ile 2014-2015 sezonunda bir kez daha buluşan Drogba, 40 karşılaşmada 7 gol attığı yılı, lig ve İngiltere Lig Kupası şampiyonluğuyla tamamladı. İki kez transfer olduğu Chelsea'de toplam 381 resmi maçta 164 gol ve 86 asistle oynayan Fildişi Sahilli oyuncu, Premier Lig'de 100 gol barajını geçen ilk Afrikalı futbolcu unvanını elde etti. Drogba, iki kez (2006-07 ve 2009-10 sezonu) Premier Lig gol krallığına ulaştı ve aynı zamanda kulüp tarihinin en çok gol atan yabancı futbolcusu oldu.
Sezon sonunda serbest kalan Drogba, kariyerinin son dönemini ABD'de geçirdi. ABD 1. Futbol Ligi'nde (MLS) mücadele eden Kanada takımlarından Montreal Impact formasıyla 2015 ve 2016 sezonlarında çıktığı 41 maçta 23 gol kaydeden Fildişi Sahilli futbolcu, son olarak transfer olduğu ABD 2. Futbol Ligi takımlarından Phoenix Rising'in, aynı zamanda ortağı da oldu ve Futbolu bıraktı.
Fakat yardımlarına devam etti. Futboldan kazandığı parayla ülkesinde ve Afrika bir çok yardımda bulunda. Son olarak doğduğu kent olan Abidjan’da büyük bir sağlık merkezi kurdu. “The Didier Drogba Foundation” isminde ki yardım kuruluşuyla yardımlarına devam ediyor.
İyi bir futbolcu olmanın yanında çok özel bir insan olduğunu hissettiren bir efsaneydi o. Bu yüzden de dünyanın en etkili 100 insanı arasına da girmiş bir isim Didier Drogba.
Siteye giriş için tıklayın / BetAsus